SİNAN AYBER SERGİSİ
Başkent
Ankara’nın en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri Çankaya
Belediyesinin “Çağdaş Sanatlar Merkezi”
dir ve her yıl Ekim ayı başlarında kapılarını sanatseverlere açar. Bu yıl 4 Ekim tarihinde dolu dolu bir repertuvarla Ankaralı sanatseverleri ağırladı.
Bu sanatsal etkinlikler arasında Ahlat’ın
yetiştirdiği sanatçılardan Sinan Ayber’in 33 eserden oluşan sergisi de yer
alıyordu.
Sinan Ayber, değişik ve ilginç
eserleriyle sadece resim ile sınırlı kalınmayacak bir tarzda, resim, heykel,
grafik, fotoğraf, kolaj gibi değişik tekniklerin ön plana çıktığı bir sentez yaklaşımıyla hünerini ortaya
koyuyordu.
Sinan Ayber’in özgeçmişine kısa bir göz
atacak olursak; 1961 yılında, bir dönemin tarih, kültür ve sanat merkezi olan Ahlat’ta 13 çocuklu bir ailenin bireyi olarak dünyaya
merhaba dediğini görüyoruz.
İlkokulu Ergezen İlkokulu’nda, ortaokulu
Ahlat Ortaokulu’nda, lise öğrenimini ise Ahlat Selçuklu Lisesi’nde tamamladı.
Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Güzel
Sanatlar Resim Bölümü’ne girdi, 1990 yılında başarı ödülü alarak buradan mezun
oldu. 1993 yılında aynı Üniversitenin Yüksek Lisans Programını başarıyla
tamamladı.
Sinan Ayber, daha Hacettepe Güzel
Sanatlar Resim Bölümü birinci sınıf öğrencisi iken Ahlat’ta gerçekleştirilen “Ahlat Kültür Haftası” etkinlikleri
kapsamında Ahlatlı gençler ile birlikte sahneye koydukları tiyatro gösterisi
sırasında ortaya koyduğu performans ile gelecekte önemli bir sanat adamı
olacağının ipuçlarını veriyordu.
Gerek konu seçimi, gerek sahne
düzenlemesi ve oyun aksesuarları gerekse tiyatral yeteneği bu günlerin bir
habercisi gibiydi.
Sinan Ayber, yurtiçinde 6’sı kişisel olmak üzere çeşitli karma sergilere
ve sanatsal etkinliklere katılıp sanatseverlerle
buluşarak, kendine özgü tarzıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. 69. Devlet Resim ve Heykel Yarışması’nda
Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
Halen Ankara Devlet Opera ve Balesi
Müdürlüğü’nde Sahne Ressamı olarak görev yapmaktadır.
Sinan Ayber ile çalışmaları ile ilgili
olarak yaptığımız ayaküstü kısa sohbette sanat anlayışını şu şekilde dile
getirdi.
“Sanatsal
anlamda bir tarz eğilimim yok. Ben işlerimi yaparken izlediğim süreçte biçim
ilişkilerinin beni, ben de onları, yönetmeye çalışıyorum. Kendi yaşamımda
(tarzcı anlamda) baştan sonra aynı biçimin ifadesi peşinde koşmadım.
Bunu kendimi sınırlayan bir davranış olarak görüyorum. Ancak
ilgilendiğim konseptin bütünlüğünü kaçırmamaya da özen gösteriyorum.
Sanat yaşamımda başlangıçta hedeflediğim hiçbir şey yok. Onu önceden
saptama yeteneğim de yok. Üretme sürecinde ortaya çıkan işler beni mutlu
ediyorsa ve de bu bir hedef sayılırsa, ben bu hedefe ulaştım diyebilirim.
Bizim anladığımız hayatın tersine, bir anlam-sızlık yaşantısı konu
olarak ilgimi çekiyor.
Bu gibi tersine durum her zaman
çekici geliyor bana. Uyguladığım teknikler; bazen üç boyutlu ardışık
parçalardan, bazen boyutsal, bazen boyasal ve bazen de heykelsi yerleştirmeler
şeklinde olabiliyor.
İlgilendiğim anlatı, biçimsel açıdan beni nereye götürüyorsa (malzeme ve
teknik olarak) oraya yöneliyorum. Seçtiğim malzemelerin yapısal ilişkilerini
yönetmeye çalışıyorum. Ortaya çıkan işleri de çoklu teknik diye
tanımlayabiliriz.
Her zaman sınırlı bu kavrama
odaklanıp, konuya hakim olmaya, estetik ifade gücünü arttırmaya çalışıyorum.
Her proje sergi sunumunu bu anlayışla gerçekleştiriyorum.
Bu şekilde de ortada durmaya devam edeceğim sanıyorum.”
Sinan Ayber’in Ahlat’ın 13.
Yüzyılda çıkardığı Hürremşahlar, Kasım Bin Aliler ve daha niceleri gibi
Ahlat’ın adını evrensel boyutlara taşıyan sanatçılardan biri olması dileğiyle…